Ana içeriğe atla

FARMAKOLOJİYE GİRİŞ 1

FARMAKOLOJİ
   Antik Yunanca 'da;
Farmakon: ilaç
Logos: bilim demektir.
   Canlı organizmadaki ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bir bilim dalıdır.


Farmakoloji ilaçların,
  • Etkisini
  • Özelliklerini
  • Tedavide kullanılışlarını
Kısaca moleküler düzeyde ilaç etkilerini inceleyen bilim dalıdır.


   Farmakoloji tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir.
   İnsanlar, tarih öncesinde bir çok bitki ve hayvansal maddenin faydalı ve zararlı etkilerini tanımlamışlardır. 
   MÖ 300 yıllarında Çin İmparatoru Shen Nung' un, Ephedra bitkisinden yapılan çayı içtiği ve Afyon bitkisini farklı amaçlarla kullandığı bilinmektedir.


  Koka yapraklarını çiğneyerek çalışma gücünü arttıran Güney Amerikalılar, Mezopotamya' da ağrısını hafifletmek için afyon kullanan topluluklar, bilinçsiz olarak farmakolojinin temelini atmışlardır.
   Farmakoloji, son yıllarda büyük gelişmeler göstermiş ve bir bilim dalı durumuna gelmiştir.



FARMAKOLOJİNİN DALLARI
Farmakokinetik: İlaçların canlı vücuttaki emilimini, dağılımını, dönüşümünü ve vücuttan atılmasını inceler. Organizmanın ilaca ne yaptığı sorusuna cevap arar.
Farmakodinamik: İlaçların organizmaya ne yaptığı sorusuyla ilgilenir.
Klinik farmakoloji: İlaçların insan organizması üzerindeki etkilerini ve insan vücudundaki sürecini inceler.
Farmakoterapi: Hastalıkların tedavisinde ilaçların uygulanmasını konu alır. Konusu itibarı ile klinik farmakolojiye benzer.




DROG VE İLAÇ KAVRAMLARI
   Drog, tedavi amacıyla kullanılan her türlü maddeyi ifade eder.
İlaç ise bir veya birkaç drogu içeren ve hastaya uygulanabilecek şekle konmuş tedavi edici maddedir.







İLAÇ NEDİR?
   İlaç, canlı hücre üzerinde meydana getirdiği tesir ile bir hastalığın teşhisi, iyileştirilmesi veya semptomlarının azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan, canlılara değişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik kimyasal preparatlardır. 



DROGLAR
   Droglar, Reseptör denen bir moleküle bağlanarak etki ederler.
  • Agonist (aktivatör)
  • Antagonist ( inhibitör)
   Droglar vücut içinde üretilebilen (örn. Hormonlar), veya üretilmeyen kimyasal maddelerdir.

Zehirler: Genellikle daima zararlı etkili droglardır.

Toksinler: Biyolojik kaynaklı zehirlerdir. (bitki veya hayvanlarda sentezlenir.)
İnorganik zehirler: (örn. Kurşun ve arsenik ) ise biyolojik kaynaklı değildir.



YENİ İLAÇ GELİŞTİRME
a. (Biyo)Sentez
b. Klinik öncesi incelemeler (tarama testleri) (Faz 0)
c. Kinik denemeler
  • Faz 1
  • Faz 2
  • Faz 3
d. Ruhsatlandırma
e. Pazarlama sonrası denemeler (Faz 4)




a. (Biyo)Sentez
b. Klinik öncesi incelemeler (tarama testleri) (Faz 0)
   (Öngörülen etkinin araştırılması ve aynı zamanda maddenin terapötik indeksi, farmakokinetik özellikleri ve toksisitesinin araştırılması)
  • Hücre kültürü
  • İzole organlar
  • Deney hayvanları
c. Klinik denemeler
  • Faz 1
   20-80 sağlıklı gönüllüde yapılır. Bu fazda ilaç artan dozlarda verilerek insanın dayanabilirliği (tolorebilitesi), ilacın güvenirliği, terapötik indeksi (güvenli kullanılacak doz aralığı), insandaki farmakokinetiği ile plazma düzeyi ve farmakodinamik etki arasındaki ilişkiler (FK/FD ilişkisi saptanır).
  • Faz 2
   Yaklaşık 200 (kısıtlı sayıda) ilacın hedefi olan hastada yapılır. İlacın optimal dozu, terapötik doz aralığı, terapötik etkinin derecesi ve yan tesir profili saptanır.
  • Faz 3
   Çok sayıda hastada ve çok merkezde yapılan, genellikle ilacın terapötik etkisini plasebo ile karşılaştırarak değerlendirmek ve yarar/risk oranını saptamak amacıyla yapılır.

d. Ruhsatlandırma 
e. Pazarlama sonrası denemeler
  • Faz 4
   Ruhsatlandırılmış ilacın yüksek doz, yeni endikasyon, yeni yaş grubu (yaşlı, çocuk..), yeni veriliş yolu, yeni yan etkileri gibi amaçları hedefleyen çalışmalardır.


   Bir ilacın sentezinden ruhsatlandırılmasına kadar genellikle 6-10 yıl süre ve ortalama 500 milyon dolarlık bir masraf gerekmektedir.



Popüler Yayınlar

MORFOLOJİK KAVRAMLAR VE TANIMLARI

                                  MORFOLOJİK KAVRAMLAR VE TANIMLARI Dişlere ait;   • Yüzeyler   • Kenarlar   • Köşeler DİŞLERE AİT YÜZEYLER   • Vestibul yüzey   • Labial yüzey   • Bukkal yüzeyler   • Lingual yüzeyler   • Palatinal yüzeyler   • Aproksimal yüzeyler   • Okluzal yüzey   • İnsizal yüz (kesici kenar) VESTİBÜLER YÜZEY Alt ve üst çene dişlerinin vestibülüm oris‘e (dudağa ya da yanağa) bakan yüzleridir. OKLUZAL YÜZEY  Arka grup dişlerin çiğneyici yüzeyidir. LABİAL YÜZEY Alt-üst çene ön dişlerin dudağa bakan yüzeyleridir BUKKAL YÜZEY Alt-üst çene arka grup dişlerin yanağa bakan yüzüdür LİNGUAL YÜZEY  Alt ve üst çenedeki tüm dişlerin dile bakan yüzleridir   PALATİNAL YÜZEY   Üst çene dişlerinin damağa bakan yüzleridir İNSİZAL YÜZEY  (KESİCİ KENAR) Ön dişlerin labial ve lingual yüzeylerinin birleşmesi

DİŞ MORFOLOJİSİNE GİRİŞ

                                        DİŞ MORFOLOJİSİNE GİRİŞ                                                                                               Ağız boşluğu                                      Üst Çene: Maksilla Alt Çene: Mandibula Çene eklemi :Temporamandibular Eklem DİŞİN YAPISI Diş 3 kısımdan oluşur • Kron kısmı (corona dentis) • Kole yani boyun bölgesi (collum dentis) • Kök kısmı (radix dentis) DİŞİN DOKULARI SERT DOKULAR    • Mine    • Sement    • Dentin Dokusu YUMUŞAK DOKULAR    • Pulpa Dokusu  MİNE; • Kronu kaplayan dış tabaka • Sert ve parlak yüzeylidir (vücuttaki en sert doku)  • Beyaz renktedir  • Çubuk biçiminde kristallerden oluşur (mine prizmaları)  • Sinir hücresi ya da uzantısı yoktur  • Mine tabakası kendisini  yenilemez  DENTİN; • Dişin ana kuvvetini oluşturan tabaka • Kronda mine ve kökte sement ile örtülü sert ve kemiksi dokudur • Dişin %75’i

YÜZEYDEKİ OLUŞUMLARIN MORFOLOJİLERİ

YÜZEYDEKİ OLUŞUMLARIN MORFOLOJİLERİ • Çıkıntı tarzındaki oluşumlar (yükselti) • Çöküntü tarzındaki oluşumlar (girinti) YÜKSELTİLER • Tüberkül • Sırt       ✓Kenar Sırtlar (marginal sırt)         ✓Üçgensel Sırtlar (triangular sırt)                oTransvers Sırt                oOblik Sırt • Singulum • Okluzal tabla • Lob TÜBERKÜL     Dişlerin kron kısmının üzerinde oluşan, yüzeyi küçülterek çiğneme kuvvetlerinin etkinliğini artıran tümsek şeklindeki oluşumlardır. SIRT (RİDGE)    Bir dişin kronunun çeşitli yüzeylerinde yer alan mezio-distal yönde ve vestibülo-lingual yönde dışbükey formda şekillenmiş olan doğrusal çıkıntılı alanlardır. Kenar sırtları (marjinal sırtlar) • Mesial kenar sırtı • Distal kenar sırtı Tüberkülleri Şekillendiren Sırtlar • Bukkal Sırt • Lingual (Palatinal) Sırt • Üçgensel (Triangular) Sırt • Üçgensel sırt (Triangular ridge) Küçük ve büyük a

KANAMALARDA İLKYARDIM

KANAMALARDA İLKYARDIM KANAMA NEDİR?     Çeşitli nedenlerle, damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına, vücudun içine veya dışına doğru akmasına hemoraji (kanama) denir.  Kanamanın ciddiyeti aşağıdaki durumlara bağlıdır; Ø Kanamanın hızına, Ø Vücutta kanın aktığı bölgeye, Ø Kanama miktarına, Ø Kişinin fiziksel durumu ve yaşına. KANAMA ÇEŞİTLERİ    Vücutta kanın aktığı bölgeye göre 3 çeşit kanama vardır: 1. D ış kanamalar: Kanama yaradan vücut dışına doğru olur. 2.İç kanamalar: Kanama vücut içine olduğu için gözle görülemez. 3.Doğal deliklerden olan kanamalar: Kulak, burun, ağız, anüs,   üreme organlarından  olan kanamalardır. DAMAR TİPİNE GÖRE KANAMALAR Ø Atardamar kanamaları: Kanın atardamarlardan çıkarak, kalp atımları ile uyumlu, açık  renkte ve fışkırır tarzda akmasıdır. Ø Toplardamar kanamaları:  Kanın toplardamarlardan çıkarak, koyu kırmızı renk de ve  sürekli akmasıdır. Ø Kılcal damar: Kanın kılcal damarlardan çıkarak

YARALANMALARDA İLKYARDIM

Yara nedir?    Bir travma sonucu deri ya da mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır.   Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon riski artar. Yara çeşitleri; 1. Kesik yaralar 2. Ezikli yaralar 3. Delici yaralar 4. Parçalı yaralar 5. Kirli (enfekte) yaralar Yara Çeşitleri Kesik yaralar: Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur. Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir. Ezikli Yaralar; Taş yumruk ya da sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpması ile oluşan yaralardır. Yara kenarları eziktir. Çok fazla kanama olmaz, ancak doku zedelenmesi ve hassasiyet var. Delici yaralar: Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır. Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Aldatıcı olabilir tetanos tehlikesi vardır. Parçalı yaralar: Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile meydana gelir. Doku ile ilgili tüm organ, saçlı deride zarar görebilir .